Masal(la)

10
852

Karlı yamaçlar gibiyim. Derin bir nefes alsam sanki çığ düşecek ve kendi karlarım altında can vereceğim. Parmaklarımın ucunda yürüyorum hayatı. Uyuyan devi uyandırmaktan çekinir gibi… Hansel’ le Gretel’ in kaybolduğu ormanda yürüyorum, yalnızım. Kötü kalpli cadının evi işte orada duruyor hala. Pastadan ve şekerlemeden evi görünce günlerdir aç yürüdüğümü fark ediyorum. Cadı camdan yüzünde sinsi bir gülüşle bana bakıyor. Nah yapıyorum cadıya. Kahkahalarım ağaçlardaki kuşları ürkütüyor. Oraya buraya kaçışıyorlar.

Yürümeye devam ediyorum, günlerdir yürümekten bitkin düşmüşüm, yalpalıyorum artık. Ormanın bittiği yerdeyim, ışıl ışıl bir dere çıkıveriyor önüme. Çıkarıyorum ayakkabılarımı derenin buz gibi suyuyla irkiliyorum. Balıklar ayaklarımı gıdıklıyor. Dereyi geçiyorum ve nihayet kasabaya giden patikaya ulaşıyorum. Az ileride bir köy görüyorum. Son bir gayretle oraya varmak için ince patikayı ağır ağır yürümeye başlıyorum.

Hava kararmak üzere, akşam ayazı üşütüyor fikrimi, beynim uyuşuyor. Birden burnumun direğini sızlatan bir hüzün sarıyor içimi. Burada böyle yalnız nereye gidiyorum, beyaz atlı prensler vardı hani masallarda nerdeler şimdi? Sonra vazgeçiyorum kendi kendime prens fikrinden. “Salak hepsi kızım” diyorum. Biri aşık olduğu kızın saçından kuleye tırmanacak kadar sadist ve alternatif üretemeyen düz mantıklı biri, diğeri de yine sevdiği kızın sanki bütün gece gözlerine bakmamış gibi balo gecesinden sonra elinde hatunun ayakkabısıyla ev ev gezecek kadar aptal. ayak fetişisti misin kardeşim sen!!

Belki de böyle düşündüğüm için yalnızım diyip boşveriyorum her zamanki gibi. Bütün bunları düşünürken bir de bakıyorum yolun sonundaki kırmızı başlıklı kızın büyükannesinin evine varmışım. Bu ev köye biraz daha uzakta… Kapının aralık olduğunu fark edip içeri kapıyı çalmadan giriyorum. Loş bir oda çıkıyor karşıma. Gözlüklerim yanımda olsaydı keşke hiçbir şey net değil diye hayıflanıyorum her zamanki gibi. Gözlerimi kısıp odayı inceliyorum. Yatakta büyükannenin kıyafetlerini giymiş olan kurdun yattığını fark ediyorum bir süre sonra. “Ha s..tir kalk şu yataktan günlerdir ormanda uykusuz yürüyorum uykum var yatacağım” diyerek bir tekmede evden atıyorum kurdu. Birazdan kırmızı başlıklı kızın getirdiği yemeklerle karnım da doyar düşüncesi beni gülümsetmeye yetiyor. Huzur içinde uykuya dalıyorum.

Not: Bu Yazı Bana Ait Değil, Mine Akyüz‘ e aittir. Mine Akyüz kimdir? En ufak bir fikrim yok, sitenin yazı gönder kısmından yollamış,pek beğendim.

10 YORUMLAR

  1. keyifli bi yazı : ) bu aralar çok kişinin masallardan sikayet ettiğini görüyorum, haklı olarak. masal karakterleri aptal olmuştur hep. biz de bu karakterlerle büyüdük. bizi büyütürken bi yerlerde birilerinin yanlış bişey yaptığını biliodum zaten!! kahretsin!

kalender için bir cevap yazın Cevabı iptal et

İnsan mısın? *