Savaşmak-Teslim Olmak

2
528

Gün:10

Hüseyin Abi: Teslim olma Mustafa.

Mustafa: olmayacağım Hüseyin abi.

Hüseyin Abi: Temel çok önemli Mustafa.

Mustafa: Temelsiz ev olur mu ki.

Hüseyin Abi: Olur Mustafa İzmit’te yaptık ya.

İnanman lazım Mustafa inanman. Bu gece ne öğrendin; teslim olmamayı.Teslim olma Mustafa. Bu gece sanki küçük bir dünya turuna çıktım bir iki saat içinde Eskişehir’den ayrıldım ve hoop; Mısır, Mezopotamya, Afyon koca tepe, Çanakkale, Sarıkamış, Almanya, Bulgaristan, Moğalistan ve adını sayamadığım bir sürü yer. Nasıl mı? Sohbet ederek tabi…

Üç beş tane deli kanlı liseyi yeni bitirmiş deli dolu genç. Okul kaydı için tren yolculuğundalar. Kompartımanda yalnız değiller ama. Onlara göre yaşlı denebilecek orta yaşlı iki kişi ve haliyle rahatsız oluyorlar. Başlıyorlar kendi aralarında konuşmaya yüksek sesle; işte sen onu biliyor muydun, sen bunu duymuş muydun? Gibi karmaşık kelimeler kullanarak o yaşlıların sıkılıp oradan ayrılacağını hesap ediyorlar. Ama kelimeler böyle az buz da değil anlatamayacağım yazamayacağım kadar kompleks ve ve anlaşılması zor edebi ilmi terimler. “biz çok biliyoruz siz sıkılırsınız” der gibi yani. Biraz ukala, bilmiş bir tavır. Ama içlerinden biri profesör çıkmaz mı? Çocuklara ağızlarının payını vermez mi?

Anlayacağınız kafaların dolu olması lazım, insanların donanımlı olması lazım, bilmek lazım.

Almanya’da beş Türk araba kazası yapar. Onlara çarpan araba ise bir polis arabasıdır. Gece iki nöbetinde ki polis arabasıdır. Tahmin edin bakalım sonra ne olur. Hayır, düşündüğünüz gibi değil. Bir başka polis devriyesi üş dakika da olay yerine gelir ve kendi köylüsü olan polis arkadaşlarını sorguya çeker; ilk kurduğu cümle şudur; hastaneye götürün alkol muayenesi yapsınlar. Sonrası mı? Kırk beş dakika içerisinde her şey biter ilk yardım, beyin tomografileri, ambulansların gelip gitmeleri hepsi biter bu kısacık zaman zarfında. Türk ağır yaralı, yatmaktadır. Hemşire gelip onun her yerini temizler banyo yapamadığı için. Düşünün ama Türk erkek ve hemşire bayan. Teşekkür etmek için arar bulur ve hemşirenin aslında tam bir Türk düşmanı bir nazi yanlısı örgütün üyesi olduğunu anlar.

İşte Avrupa birliği bu demektir. Sen bir kurumun üyesi isen ona göre davranmalısın. Sihirli bir değnek gelip Türkiye ekonomisini düzeltti diyelim peki ya kafalar nasıl değişecek?

Bulgaristan’da Türk’lerden çekinirlermiş biraz, haliyle Osmanlıdan kalma bir alışkanlık. Üç Türk restoranda oturuyorlar, ileride de on beş kişi kadar Bulgar artık laf atmaya başlamışlar küfürlü bir şekilde ve kahramanımızın arkadaşları tatsızlık olmadan çıkmayı önermişler. Bu üç kişi yirmi günlük bir iş için oradalar ve o akşam oradan kalkarlarsa yirmi akşamın yirmisi de onlar için zehir olacak. Kahraman sadece benimle gelin der. Kalkarlar ve karşılarına dikilirler. Etraflarında dolaşarak tek tek her birinin gözlerinin içine bakar kahramanımız ve sonra tekrar yerlerine otururlar. Bundan sonra o üç Türk yerine o on beş Bulgar kalkıp gider.

Teslim olmak insanı ikinci sınıf insan yapar.

Mustafa’m sadece düşün ve sentezle. Okumaktan vazgeçme ama öyle açlar gibi değil. Vazgeçme ve her zaman inan. Ne yaptığını bil, ne yaptığını bilene dünya çekilip ona yol verir. Okulda mühendislik adına pek bir şey öğrenmeyebilirsin belki, ama mühendis olmayı öğreneceksin ister istemez. Çalışmaktan ve hayır demekten korkma hiçbir zaman. Ve ayrıca değişimden, yani devrimden çekinme. Yeni kültürler edin ama özünü unutma hiç bir zaman nerden geldiğini unutma. Bu senin için çok zor olacak belki ama çabala. Ağzına çakıl taşı alıp idman yapmayı da unutma olur mu?

Görüşmek üzere..

2 YORUMLAR

_zynp_ için bir cevap yazın Cevabı iptal et

İnsan mısın? *