George Carlin kimdir, önemi nedir?

2
4457
George Carlin
George Carlin

George Carlin 1937’de doğup, 2008’de ölmüş bir oyuncu, yazar ve komedyendir. Komedyen sıfatı, düşünür sıfatıyla mukayeseye girdiğinde Carlin’in layik olduğu sıfatın kesinlikle düşünür olduğunu düşünüyorum(!) Carlin bir düşünürdür, eleştirel düşüncecidir, tutarlılık peşindedir. Bu uğurda da kendi mantık örgüsünde din, sosyal yaşam, psikoloji üzerine tutarlı düşünceleri vardır ve bu düşünceleri dile getiriş şekli agresif bulunur.

George Carlin’le tanışıklığım ölümünün 4 sene öncesine rastlıyor. İyi ki tanımış ve gösterilerini ( düşünce patlamalarını,eleştirilerini,mizahını) izlemişim. Uzun uzadıya Carlin’i anlatmaktansa, gösterilerinden en beğendiğim kısımları alıntılamak istiyorum. Sanırım bu yöntem George Carlin’i daha iyi anlatır.
Uyarı: Küfür ve argo içerir, İngiliz saraylarında yetiştiysen okuma.

Sınıflar arası farkları yaratanlar hakkındaki yorumu;

Bu ülkede duyduğumuz tek şey sahip olduğumuz farklar. Bütün medyanın ve tüm politikacıların sürekli bahsettikleri şey bu. Bizi birbirimizden ayıran, birbirimizden farklı kılan şeylerden bahsediyorlar.
Egemen sınıf işlerini her toplumda bu şekilde yürütür. Kendi sınıflarından olmayan insanları bölerler. Orta ve alt gelir grubunun sürekli birbirleriyle kavga etmesini sağlarlar ki onlar, yani zengin sınıf, ülkedeki tüm parayı yönetebilsin. Çok basit bir mantığı olmakla birlikte, çok etkili bir yöntem.
Görüyorsunuz, farklı olan ne varsa, ondan bahsediyorlar: ırk, din, etnik ve milli köken, meslekler, gelir, eğitim, sosyal statü, cinsel tercihler, bizim üzerinde ihtilafa düşüp kavgaya tutuşacağımız her ne varsa ondan konuşuyorlar ki onlar o arada bankaya gitmeyi sürdürebilsin…
Ben bu ülkedeki ekonomik ve sosyal sınıfları nasıl tanımlıyorum biliyor musunuz? Üst sınıf tüm parayı kendine saklar, hiç vergi ödemez. Orta sınıf tüm vergiyi öder, tüm işi yapar. Fakirlerse sadece orta sınıfı korkutmak için vardır. Orta sınıfın işe devamını sağlamak için…

 

Medyada sürekli yer alan polisin aşırı şiddet kullanması üzerine yorumu;

…Bir de, bir grup polisin bir zencinin poposuna masa lambası sokup adamı hastanelik ettikleri için tutuklandıktan sonra, polisin çıkıp ‘Hassasiyet Eğitimi’ vereceklerini söylemelerinden de çok sıkıldım.
Bak, insanların poposuna masa lambası sokmamak gerektiğini öğrenmek için eğitime ihtiyaç duyuyorsan, polis olmak için fazla hastasın demektir. Yada belki de değilsindir. Tam yerindesindir. Bilinmez, değil mi?
Ne yapmaları lazım biliyor musunuz? Polislik için iki ön koşul koymalılar. ‘Zeki olmak’ ve ‘ Adam olmak’. Hiç belli olmaz, belki herşey düzelir, çünkü şimdiye kadar bunu yapmadıkları belli.
Hiç kimse poposunda bir yumruktan büyük ve bir dildodan daha az sevecen birşeyi hak etmez, tamam mı? Kural bu olsun.

Neyse, sırada başkanımız var. Bill Jeff. Clitn. Ben ona Clinton demiyorum. Clit’n diyorum. Clinton, evet, Clinton JFK’yı severdi değil mi? John F. Kennedy onun kahramanıydı. Hep onun gibi olmak isterdi.
JF’ya zamanında ‘Camelot’ derlerdi, ama aslında ‘Cum-a-lot’ (Espriyi sen anla burada) deseler daha iyi olurdu, çünkü az çapkın değildi. Halbuki Clinton? Clinton’ın hiç öyle bir durumu olmadı, az masaya, az elbiseye.. Çok bir şey çıkmadı.
Ayrıca JFK büyük adamdı, Marilyn Monroe’yu tavlamıştı. Clinton ise pipisini bir stajyere gösterdi. Burda ciddi bir düşüş var, ne dersiniz?

George Carlin’in milliyetçilik üzerine eşsiz yorumu;

Elemanın tekinin arabasının arkasında şöyle bir yazı gördüm ; “Amerikalı olmaktan gurur duyuyorum” ve düşündüm ki “bu ne demek lan şimdi? ” Ulusal ve etnik gurur olayını hiç anlayamadım. Çünkü bana göre gurur ; kendi başınıza bir şeye ulaşarak ya da başararak kazanılan bir şeydir. Kazara doğarak gerçekleşen değil. İrlandalı olmak bir yetenek değil ki! Sadece boktan bir genetik kaza. Boyumun 1.80 olmasından gurur duyuyorum demezsiniz ki.Ya da kalın bağırsak kanserine yakalanma riskimin yüksek olmasından gurur duyuyorum. Öyleyse ne sikime İrlandalı,Amerikalı ya da İtalyan olmaktan gurur duyuyorsun?
Ama bundan mutluysan,bu iyi,tamam. Bunu söyle, arabanın arkasına “Amerikalı olmaktan mutluyum” yazdır.Mutlu ol, ama gurur duyma, bu gereksiz bir gurur. Çöküşten önce gurur vardır, atasözlerini unutmayın tamam mı?
Alın size başka bir slogan “Tanrı Amerika’yı kutsasın”. Bir kez daha cıvımadan kendime “bu ne demek lan şimdi” diye sordum. “Tanrı Amerikayı kutsasın”.. Bu bir istek mi? Bir talep mi, öneri mi? Politikacılar bunu her konuşmalarının sonunda kullanırlar, sanki kurtulamadıkları bir tür tik gibi. Tahminimce eğer bunu kullanmayı bırakırlarsa birileri onlar hakkında “kötü amerikanlar” diye düşüncekleri için korkuyorlar.
Size Tanrı hakkında bir sır vereyim. Tanrı Amerika’yı umursamıyor tamam mı? Umrunda değil, bu ülkeyi hiç umursamadı ve umursamyacak da. Bu ülkeyi Moğolistan’ı, Kuzey Kutbunu ya da Süveyş Kanalını umursadığından daha fazla umursamadı. Kısaca umrunda değil, tamam mı?
Bugün dünyada 200 ülke var. Bu insanlar gerçekten samimi olarak, Tanrı’nın oturup en sevdiklerini seçtiklerine mi inanıyorlar? Bunu neden yapsın ki? Neden Tanrı’nın “bir en sevdiği ülkesi olsun” ? Ayrıca bu ülke onca ülke arasından neden Amerika olsun? En çok para bizde olduğundan mı? Ya da ulusal marşımızı beğendiğinden mi? Belki bizim 18 çeşit aromalı,lezzetli pirinç patlaklarımız olduğunu duymuştur? Boş hezeyanlar bunlar.
Ve bu tip boş hezeyanlara sahip olanlar yalnızca Amerikalılar değil. Dünyanın dört bir yanındaki askeri mezarlıklar, Tanrının onların tarafında olduğuna ikna edilmiş, beyni yıkanmış ölü askerlerle doludur.
Amerika Tanrı’ya düşmanlarını yok etmesi için yalvarır.Düşmanlar Amerikayı yok etmesi için Tanrı’ya dua eder. Sonunda birileri hayal kırıklığına uğramak zorunda.Birileri zamanını fena boşa harcıyor.
Yoksa, “herkes” olmasın?

George Abimizin politikacılar üzerine sarsıcı yorumu;

…ama eğitimin sıçmasının bir sebebi var ve onun asla ve asla düzeltilemeyeceğinin sebebiyle aynı… Hiç bir zaman daha iyi olmayacak…Boşuna beklemeyin… Elinizdekiyle mutlu olun… Çünkü bu ülkenin sahipleri bunu istemiyor… Gerçek sahiplerden bahsediyorum… Her şeyi kontrol eden ve bütün önemli kararları alan, büyük, varlıklı iş yatırımları… Unutun politikacıları… Onlar oraya sadece seçme özgürlüğünüz olduğu fikrine kapılın diye konuldular…
Öyle bir özgürlüğünuz yok!.. Seçeneğiniz yok!..
Sahipleriniz var!.. size sahipler!.. Her şeye sahipler!.. Bütün önemli topraklara sahipler!.. Şirketlere sahipler ve onları yönetiyorlar!..
Belediyeleri, valilikleri, uzun süre önce bedelini ödeyip satın aldılar!.. Hakimleri kıç ceplerinde taşırlar, ve bütün büyük medya şirketlerine de sahipler ki, böylelikle duyduğunuz bütün haber ve bilgileri kontrol edebilirler!..
Sizi taşaklarınızdan tutuyorlar!.. İstediklerini almak için, lobi çalışmalarına her yıl milyarlarca dolar harcıyorlar!..
Gerçi biz ne istediklerini biliyoruz: kendileri için hep daha fazlası ve kalan herkes için hep daha azı!..
Ama ben size ne istemediklerini söyleyeyim: eleştirel düşünce yeteneğine sahip vatandaş istemezler!.. Olup bitenden haberdar, iyi eğitimli insanlar istemezler!.. Bununla ilgilenmiyorlar!.. Onlarin işine gelmez!.. İlgi alanlarının dışinda bu!.. Masanın etrafında oturup, kendilerini 30 yıl önce dışarı atmış bir sistem tarafından iyice becerildiklerini kavrayacak kadar akıllı insanlar istemezler!..

Ne istediklerini biliyor musunuz?
İtaatkar işçiler istiyorlar!.. Düşük maaş, uzun çalışma saatleri ve azaltılmış olanaklarla, en fazla makineleri çalıştırıp, kağıt işlerini yapacak kadar akıllı ve en az bütün bu boktan işleri pasifçe kabul edecek kadar aptal insanlar istiyorlar!.. Karşılığını aldığınız anda sıfır olan fazla mesailerinizden sonra, şimdi de sosyal güvenlik paranız için geliyorlar!.. Emeklilik ikramiyenizi istiyorlar.. O parayi geri istiyorlar ki Wall Street’deki cani dostlarina versinler!..

Ve biliyorsunuz ki alacaklar!.. Eninde sonunda!.. Hepsini!.. Çünkü siktiğimin her şeyine sahipler!.. Bu büyük bir kulüp!.. Siz ve ben içinde değiliz!.. Bütün gün neye inanacağınızı söylerken kafanıza vuran kulüp bu!.. Medyaları kafanıza vura vura neye inanacağınızı, ne düşüneceginizi ve ne satın alacağınızı söylüyor!..
Masa oynatılmış dostlarım ve oyun hileli!.. Kimse farkında değil, kimsenin umrunda değil!.. İyi, dürüst, çalışkan, beyaz yakalı, mavi yakalı, namuslu insanlar; kendilerini hiç siklemeyen bu zengin sik emicileri seçmeye devam ediyor!..
Sizi siklerine takmıyorlar!.. Sizi siklemiyorlar!.. Sizi umursamıyorlar!..
Hiç bir şekilde!.. Hiç bir şekilde!.. Hiç bir şekilde

 

Çocuklara eleştirel düşüncenin öğretilmesiyle alakalı sözleri;

Ebeveynler çocuklarına otoriteyi sorgulamayı asla öğretmezler, çünkü ebeveynlerin kendileri zaten otorite figürleridir. Ev içinde kendi zırvalarının kuyusunu kazmak istemezler. Böylece aileler çocukları, çocuklar aileleri boğar, herkes birbirini boğar ve bütün nesiller sik kafalı yetişir. Ve günümüzdeki toplumu oluştururlar.

Motivasyon kitapları, ses kayıtları üzerine eleştirileri;

Motivasyon kasetleri.Motivasyon kitapları.Ne oldu burada?Birdenbire herkes kendini
motive etme ihtiyacı mı duydu?Bu çok basit bir olay. Bir şeyi yapmak istersin veya istemezsin. Nedir yani buradaki olay?Ayrıca eğer bir kitapçıya gidip motivasyon kitabı alacak kadar motive olduysanız, o kitaba ihtiyaç duymayacak kadar da motive olmuş olmuyor musunuz? Kitabı geri koyun.Tezgahtara siktir çekin.Motive oldum.Şimdi eve gidiyorum.

Kürtaj üzerine yorumu;

Akımda başka bir soru daha var. Nasıl oluyor da, konu bizken kürtaj deniyor, ancak konu bir tavuksa, omlet deniyor? Birden bire tavuklardan çok daha iyi mi olduk? Bu ne zaman oldu da tavukları iyilik sıralamasında geçtik? Bana tavuklardan daha iyi olduğumuza dair altı neden sayın. Gördünüz mü, kimse sayamıyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü tavuklar iyi insanlardır. Tavukları uyuşturucu çeteleriyle takılırken görmezsiniz değil mi? Bir tavuğun herifin tekini sandalyeye bağlayıp elektrik verdiğini görmezsiniz değil mi? En son ne zaman bir tavuğun eve gelip dişisinin ağzını burnunu kırdığını duydunuz? Duymazsınız çünkü tavuklar iyi insanlardır.

 

Bu alıntılar George Carlin’in gösterilerinden bana göre en vurucu olanlarından bir kaçı. Sanırım sana Carlin hakkında bir fikir vermiştir umarım.
George Carlin’in gösterilerinden iki tanesini Türkçe altyazılı olarak aşağıda vereceğim linklerden izleyebilirsin.

It’s Bad for Ya gösterisini Türkçe altyazılı izlemek için tıkla
Back in Town adlı gösterisini Türkçe altyazılı izlemek için tıkla

2 YORUMLAR

  1. Alıntılar gerçekten ilgi çekici ve düşünceler kesinlikle sıradan değil,videoları da biraz izledim çok beğendim,teşekkürler bu güzel yazı için.

iyimser için bir cevap yazın Cevabı iptal et

İnsan mısın? *