Aga nereye gidersen git, benzer mekanlarda bulunan kadrolu insanlar var. Dikkatini çekmiştir sanırım.
- Her askerlik şubesinde mutlaka bir tane bulunan iyi giyimli, makyajlı, bakımlı, şuh orta yaş memure. İlginçi takıları olur bu teyzelerin, er-erbaşla ablacım diye konuşur.
- Tapu dairelerindeki Necip Abi. Acayip neşeli biri Necip Abi. Masalar arasında yürürken mesleğe yeni başlamış Tuba’ya “naber kız” deyip, sırada bekleyen vatandaşa gülümseyerek “buyrun” diyen biri. Herkes sever Necip Abi’yi. Daire müdürü de. Makamı ne olursa olsun lafı dinlenir. Çalıştığı yer aynı zamanda memleketidir.
- Sanayi tostçusu adam. Ufacık bir büfesi vardır. Asabidir, neden asabi olduğu bilinmez. Lezzetli tost yaptığından asabiyeti sineye çekilir. Selam verilirse %80 geri selam vermez. Zorla büfe işlettiriliyor sanırsın.
- Tüm gün pencereden sarkarak Maltepe içen orta yaş teyze. Hava alanındaki kontrol kulesi gibidir, tüm sokağa hakimdir. Komşulara laf atar, “kız Emine ne aldın yine” der Emine’nin alışveriş poşetlerini görünce.
- Otogardaki çığırtkan adam. Zayıf, bir deri bir kemik. Her zaman beyaz gömlek-kumaş pantalon giyer, genellikle de sivri burun boyalı siyah kundura. Yaz-kış giydiği incecik beyaz gömleğinin cebine koyulmuş sigara pakedi, gömleğin inceliğinden cebin içindeyken seçilebilir. Sen gece 01:00’da biniş yerine geldiğinde montunla, -12 derecede çenenin titreşimi tüm vücudunu sarmışken, o kolları sıyrılmış beyaz gömleğiyle bilet kontrolü için öylece gezer. Siklemez tavrına hasta olunur.
- İri yapılı oto galerici. “Amına koyyim” ağzından eksik olmaz. Kirli sakallıdır, asla güven vermez. Sikindirik arabalarını öve öve bitiremez. Sanırsın tasarım-motor geliştirme departmanında yer aldı. Önündeki bilgisayarda sürekli sahibinden.com & arabam.com açık olurken. Senle konuşurken sürekli telefon gelir, telefonda pazarlığı bitmez ki iki kelam edebilesin.
- Morfin enjekte edilmiş bakkal. Bakkala girdiğin anda zaman yavaşlar, durma noktasına gelir. İstediğin şeyi o kadar yavaş verir ki, ürün gelene kadar konuyu unutursun. Hesap makinesi kullanmaz, kartondan bir kağıtta hesaplama yapar. Ama iyi biridir.
- Her ailede bir tane bulunan dikiş tutturamayan. Ne tam okumuştur, ne bir yeteneği vardır. Her işte en fazla 3 ay durabilir. Hep patronlar hakkını yiyordur. Her seferinde “sikerim dedim, bastım istifayı” der. Hiç o suçlu değildir. Ana-babasına sabır testidir. Akrabaları tarafından palavraları dinlenir, idare edilir, bozulmaz.
- Tahsin Enişte. Her sülalenin her boktan anlayan adamı. Musluk mu tamir edilecek, motor ustası mı lazım, en iyi et hangi kasaptan alınır, altın düşer mi, hangi arsa değerlenir, hepsinin cevabı Tahsin Enişte’de. Çok görmüş biridir. Tutumludur.
- Tatil yöresinin yanığı. Debelenir 20 gün güneş altına yatarsın sığır gibi onun gibi yanamazsın. Biraz yanarsın eylüle kalmaz yine İngiliz gibi beyaza dönersin. O mayıs gibi optimum yanık tonunu yakalar ertesi sene nisan’a kadar onu korur. Özellikle güneşlenmez ama mükemmel yanar, rahattır, sevecendir.