Ronald Dworkin Kimdir?

2
3500

 

Ronald Dworkin kimdir, necidir?

Dworkin;  1931 Massachusetts doğumlu. Harvard ve Oxford’da eğitimini tamamlamış. Yale üniversitesinde 1962-1969 yılları arasında Hukuk Felsefesi Profesörlüğü yapmış, şu an Oxford ve New York üniversitelerinde görevine devam eden çağımız filozofudur.

Önemli eserlerini sıralarsam ;

  • Hakları Ciddiye Almak (Taking Rights Seriously)
  • A Matter of Principle (İlke Meselesi)
  • Law’s Empire (Hukukun İmparatorluğu)
  • Life’s Domination (Hayatın Hakimiyeti)
  • Freedom’s Law (Özgürlüğün Hukuku)

Dworkin’i diğer filozoflar gibi “pozitivist” ya da “doğal hukukçu” olarak etiketlemek doğru olmaz. Dworkin üçüncü yolu seçerek hukuksal pozitivizmin yorum sorunları karşısındaki başarısızlığına çare olarak, doğal hukukun bu yorum sorunlarında kullanılabilecek temellerini çare olarak görmüştür. Yani, ne pozitivisttir ne de doğal hukukçu.

Dworkin Kurallar-İlkeler ayrımını yapmıştır.Ona göre kurallar kanun koyucu tarafından öngörüldüğü halde, ilkeler kendiliğinden toplumsal süreç esnasında ortaya çıkar. Hakim kanunların bir hukuki problemin çözümünü düzenlemediği durumlarda, ilkelere başvuracaktır. Dworkin bu görüşünü desteklemek için gerçek hayattaki davalardan da örnek veriyor.

Hakları Ciddiye Almak kitabındaki örnek şöyledir ;

“… 1889 yılında bir New York mahkemesi ünlü Riggs-Palmer davasında , büyükbabasının vasiyetnamesinde adı geçen bir mirasçının, büyükbabasını miras için öldürmüş olduğu halde, mirastan payına düşeni alıp alamayacığına karar vermek durumundaydı.Mahkeme akıl yürütmesine şunu kabul ederek başladı: ‘Vasiyetnamelerin yapılma,kanıtlanma ve sonuçları ile, miras olarak dağıtımını düzenleyen yasalar sözel yorumlanırsa ve yasaların güç ve etkisi hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda kontrol edilemezse ve değiştirilemezse , bu malın katile verilmesi tamamen doğrudur’ . Ancak mahkeme şunu belirterek devam etti: ‘ Tüm yasa ve sözleşmelerin işleyiş ve sonuçları common law’ın genel, temel ilkeleri doğrultusunda kontrol edilebilir. Hiç kimsenin kendi hilesinden kazanç sağlamasına ya da kendi yanlışından üstünlük elde etmesine ya da iddiasınını kendi haksızlığına dayandırmasına, ya da kendi suçu ile mal elde etmesine izin verilmez.’ Sonuç olarak katil miras payını alamadı.”

Yukarıdaki davadaki uyuşmazlığa baktığımızda, mahkeme hiç kimsenin kendi hata-hilesinden bir menfaat elde edemeyeceği ilkesine başvurarak, pozitif hukukun düzenlemediği alandaki açığı doğal hukuka başvurarak çözüme kavuşturuyor.

Dworkin kanundaki boşluğun ilkelerle kapatılabileceğini savunarak her ne kadar doğal hukuka yaklaşıyor görülse de, farklı toplumlardaki insanlar farklı menfaatleri korumaya değer gördüklerinden , her toplum kendine özgü belirli soyut haklara sahip olabilir diyerek de doğal hukukçu olmadığını da ortaya koyuyor.

Yazıyı kısa tutuyorum, bu sadece Dworkin’e giriş babında olsun.Dworkin serisi yoldadır.

2 YORUMLAR

  1. Hukuk bir bilim değildir.10 binlerce yıldır uğraşılır ama çok yavaş gelişen bir disiplin, öğretidir.
    Gerçi 15-20 adet yasa geliştirilmiştir ancak bunlar hukuku bilim haline getirmekten oldukça uzaktır.
    Hukuk, bilim olmayı en fazla hak eden disiplindir. ancak bilimin temel özelliği küresel olmasıdır. Ulusalcılık, devletçilik ve din gibi çelişkili kurumların, yargıların hakim olduğu bu dünyada hukukun gelişebilmek için çok şansı yoktur.
    Dindar bir yargıç, hukukun gelişimine ne derecede katkıda bulunabilir? Dindar yada milliyetçi, yada devletçi bir insan biyolojinin olmasa bile belki fiziğin gelişmesine katkı sağlayabilirler.Ancak hukuk’un gelişebilmesi için sadece bir engeldir.
    Bir gün hukuk gelişimini tamamlarsa.. İnsallık gelişimini çoktan tamamlamış olacaktır.

  2. […] Her yazım benim için tarihe bir not düşüştü, ama bu yazının yeri farklı. 25 Nisan 2011 tarihinde Profesör Doktor Ronald Dworkin Ankara’ya geldi. Yazımı okumaya devam edeceksen, Dworkin kimdir aga diye merak ettiysen önceki yazıma bi göz at. TIKLA […]

muzaffer tabanlı için bir cevap yazın Cevabı iptal et

İnsan mısın? *